Güniz Sokak No:22/3 06700 Kavaklıdere, Ankara, TÜRKİYE
Sipariş Hattı +90 (312) 467-1780

Ziraat Yüksek Müh. Kamil Karataş Yazdı:

Baharın ilk günlerindeyiz…

Doğa büyük bir uyanışın eşiğinde…

Dallara su yürüdü yürüyecek.

Bademler, kayısılar yer yer beyaz bir gelinlik gibi süslediler bahçeleri…

Baharın müjdesini veriyorlar şimdiden. Onları, biliyoruz ki, erikler, elmalar, armutlar, kirazlar takip edecekler.

Doğa bu büyük uyanışa hazırlanırken meyvelerin en önemli ve hassas bakım işlerinden birini, ağaçların budama işi oluşturur. Öyle ki, budama da yapılacak bir hata çoğu kez bir meyve bahçesinin tüm ömrü boyunca telafi edilemez sonuçlar doğurur.

Kuşkusuz, bitkilerin fizyolojisi bulunduğu ekolojinin getirdiği iklimsel özellikler dikkate alınarak budamanın temel prensipleri ortaya konulur.

Budamayla amaçlanan;

Meyvelerin genç devrelerinde, uygun bir terbiye şekli oluşturmak… Ürün devresinde verimlilik, kalite ve gelişmeyi dengedetutmak… Bitkide fizyolojik dengenin sağlanması… İyi bir havalanma, güneşlenme, dengeli bir meyve ve sürgün oluşumunuteşvik etmektir.

Yapılış amacına göre budama, şekil budaması, verim budaması ya da gençleştirme budaması olabilir.

Budamanın amacı, gerekliliği, yapılışı vb. üzerine daha pek çok şey söylenebilir; ancak niyetimiz uzun uzun budamayı, yararlarını anlatmak değil.

Onun çoğu kez gözden kaçan estetik bir yanını sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Budamanın temel prensiplerini kavramış, karşısındaki bitkiyi tanıyan bir budayıcının elindeki budama makasının ve testeresinin, bir ressamın elindeki fırçadan farkı yoktur.

Ressam çizeceği ağaçı düşlerken, budayıcı ağaca baktığında onun budanmış olduğu durumdaki halini hayal eder.Meyvelerin yüküyle açılacak dalları ya da meyve vermeyecek öbür dalları görür.

Üst üste binen, birbiri içine geçen, sağlıklı gelişmeyen, kuruyan dalları diğer dallardan ayırt eder. Hangi tomurcuğun çiçek taşıdığını hangi tomurcuğun yaprak açacağını bilir.

Ressamın fırça darbelerini savurması gibi budayıcı makasını ağacın üzerinde gezdirmeye başlar. Vereceği şekle göre ana dalları, yan dalları, meyve dallarını bir bir oluşturur.

Nasıl ki her ressamın bir tarzı varsa her budayıcının da bir tarzı, yorumu vardır.

Teknik doğrulara, gereksinimlere kendinden bir şeyler katarak yepyeni bir şekil verir. Daha yeni dikilmiş cılız bir fidana bakarak, onun yıllar sonra nasıl bir ağaç olacağını kafasında canlandırabilir.

Siz fidanınız tutacak mı tutmaycak mı diye düşüne durun, o yıllar sonra kaç santimden yan dalların çıkacağını, bunların ana gövdeyle kaç derecelik açılar yapacağını hesap eder.

Ve makasını bunu gerçekleştirmek için kullanır.

Asmaların budanmasında ise bu sanat adeta doruk noktasına ulaşır.

Üzüm çeşidinin istekleri, terbiye sistemi ve ekoloji asmanın kolları üzerinde sizden bir şaheser yaratmanızı bekler. Oluşturduğunuz şekle göre budamanız goble, guyot, kordon vb. gibi isimler alır.

Örneğin; Sultani üzüm çeşidi uzun dalların bırakıldığı bir budama ister. Çünkü onun meyveleri 5 ila 8. gözler arasındadır.Budamada da 8. göze kadar sayılır ve dal buradan budanır.

Kalecik karası üzümünde ise bu kez dalların kısa bırakıldığı bir budama yapılır. Çünkü onun meyveleri 1 ila 3. gözler arasındadır. Budama da 3. gözün üzerinden yapılır.

Asma bu budayıcısına çok nazlanır. Hele ki istediği gibi bir budama yapılmamaya görsün bir yıl içerisinde karma karışık olur dalları, ne doğru düzgün bir ürün verir ne de gelişir.

Bu budamalar yapılırken hangi dalların bırakıldığı, kolların nasıl ayarlandığı artık sizin sanatınızın başarısını gösterir.

İsteriz ki etrafınızda uyanan doğaya birde bu gözle bakın.

Budayıcının şaheserine bir not vermeden geçmeyin….

 

medyacuvali.com