Güniz Sokak No:22/3 06700 Kavaklıdere, Ankara, TÜRKİYE
Sipariş Hattı +90 (312) 467-1780

Sultan Balı

Toros Yaylalarından Özel Karakovan Süzme Çiçek Balı

Net (+/-) 850 gr.
2.045 TL 1.750 TL

Stokta
Adet / KG

Ürün Açıklaması

İnsan eliyle değil, arıların emeğiyle üretilmiş, kokusu, tadı ve faydasıyla gerçek bal...

Sadece Burada !

Sultan Balımız 2060 metre yükseklikte Akseki çevresi Toros dağlarının medeniyetten ve ziraatten uzak yaylalarında ülkemizin en zengin florasında özenle tamamen doğal olarak üretilmiştir.

 Arılarımız kış aylarında da sadece kendi ürettikleri sultan balımız ile beslenmektedir.

 Avrupa endemik bitki türlerinin yarısı Türkiye’de olup, Türkiye türlerinin de yarısı yöremizde bulunmaktadır.

 Doğanın bize sunduğu en güzel armağanlardan birisi kuşkusuz baldır.

 Özellikle bu bal karakovan ise hem lezzetine doyamazsanız hem de sayısız faydalarıyla sağlığınıza sağlık katarsınız.

 Arılarımızın Torosların nadide çiçeklerinden binbir emekle toplayıp, kendi yaptıkları peteklerde sizin için sakladıkları eşsiz hazinemiz Sultan Balı sağlığınıza sunuyoruz...

  

ÖNEMLİ NOT:

 Arı dediğin sokar, bal dediğin donar!!! – eski halk deyişi …

 Balımız size geldiğinde yeni bir halk deyimi ile ‘şekerlenmiş’ (granüle olup katılaşmış) olabilir.

Bu durum bütün doğal üretilmiş ballar için geçerli olup balın gerçek bal özelliği taşıdığını göstermesi bakımından önemlidir. Zira sahte balların donması/şekerlenmesi mümkün değildir. Özellikle çiçek balları, polenlerin içerdiği başta yüksek miktarda glukoz nedeniyle çiçeklerin cinsine göre hasattan sonra değişen sürelerde (bir iki aydan bir iki yıla kadar) katılaşmaya geçer. Özelde, kestane ve cam ballarında bu süre oldukça uzundur.

Bu geçişi hiç yapmayan ballar ile ilgili olarak dikkatli olmakta yarar vardır.

Halkımız genelde balın donmasını yanlış bir kanaatle ‘hileli’ olarak algıladığı için bazı bal üreticileri, balları ısıtma ve bir dizi işlemden geçirerek içindeki polen miktarını azaltmakta, ya da çeşitli katkı maddeleri kullanabilmektedirler.

Katkı maddelerinin insan sağlığına potansiyel zararları yanında ısıtma işlemleri sırasında balda mevcut pek çok enzim de kaybolmaktadır.

Aldığınız balımız katı hale geçmişse ve siz balınızı sıvı olarak yemeyi tercih ediyorsanız, balın kapağını açtıktan sonra bir tencere içinde bal kavanozunuzu parmağınızı çok kısa içinde tutabileceğiniz sıcaklıkta bir suya oturtursanız kısa sürede balınızı tekrar sıvıya dönüştürebilirsiniz.

Bu işlem ile polenleri balınızdan ayırmamış olursunuz, ancak bir miktar bala özgü enzimi de kaybedersiniz. Polenler nedeniyle bu balınız da, kendine özgü bir süre sonra gene sertleşmeye geçecektir.        

Tavsiyemiz, en doğal şartlarda üretilerek en saf şekli ile sofranıza gelmiş olan balımızı geldiği şekli ile tüketmenizdir.

 
BAL

Bal sadece kahvaltı sofralarımızı süsleyen çeşitlerden biri değil, sağlığımız için tüketmemiz gereken mucizevi besinlerden biridir. Ve dünyanın neresinde ya da kim tarafından üretilmiş olursa olsun, balın her çeşidi yaşam enerjimiz için çok yararlıdır.  Önemli olan tamamen doğal koşullar altında üretilmiş olmasıdır. Bu nedenle, burada size balın faydalarından bahsetmeyeceğiz; ama size nasıl üretildiğinden bahsedebiliriz. Çiftliğimizin balları sadece arılar tarafından, Toroslar’ın binbir çeşit çiçeğinden toplanan nektarla, ve yine arılar tarafından yapılan karakovanlarda üretilir. Hatta hiçbir insan müdahalesine maruz kalmaması nedeniyle, doğal koşullara göre normal, bizim tüketebilmemiz için ise az miktarda olan balımız, çiftliğimizin butik ürünlerinden biridir.  Bizim bu önemli üretim sürecine tek katkımız, kovanlardan aldığımız balı en uygun şekilde ambalajlayarak size ulaştırmaktır.  

Faydalarını zaten bildiğiniz bu mucizenin lezzetini de merak ediyorsanız, bu doğal tadı sizinle paylaşmak bizi mutlu edecek...

Her bal için olduğu gibi 1 yaşından küçük çocuklara yedirmeyiniz.

BALIMIZIN MİTOLOJİSİ

Antalya’nın Akseki ilçesi olarak bildiğimiz bölge, geçmişten bugüne bütün güzellik ve bolluğu ile bu zamanlara kadar gelmiştir. Bir çok efsane ve hikayeye ev sahipliği yapan bu bölgede yetiştirdiğimiz balımızın da çok öncelere dayanan bir hikayesi bulunmaktadır. Çok uzun yıllar önce, bütün cihana ün salmış bir bilge yaşarmış Akseki’de.Bu bilgedir ki, nice krallara, komutanlara fikir vermiş, rivayete göre de yüzyıllar boyunca yaşamış biriymiş.Eski bir evi, görmeyen gözleri, tutmayan bacaklarına rağmen gayet rahat yaşarmış, çünkü yalnız değilmiş bu evde.Onunla birlikte yaşayan onlarca arısı varmış.  Ne hikmetse bu arılar sayesinde yaşamış yıllar boyu.Bu yüzden halktan bazıları, bilgeyi sever, onu kutsal görür, bazıları da lanetli olduğunu düşünüp ondan ürkerler, yanına yaklaşamazlarmış. Bir gün, uzak diyarlardan bir kral gelmiş bilgeyi görmeye.Kendi topraklarına kadar ünü ulaşan birini görmeden, ondan fikir almadan savaşa gitmek istememiş. Güzeller güzeli küçük kızı ile birlikte, soluğu bilgenin yanında almışlar.Önceleri korkmuş küçük kız yüzlerce arıyı görünce.Fakat sonradan fark etmiş ki o yürüdükçe, arılar da onu rahatsız etmemek için geri çekiliyorlarmış.  İçeri geçip oturmuşlar.Bilge, kral daha bir şey söyleyemeden, “derdinizin dermanı budur” diyerek, bir çömlek uzatmış bilgeye. Kral önce şaşırmış, ne olduğunu anlamamış.Çömleğin içine baktığındaysa, dupduru, altın gibi parlayan bir bal görmüş.Kafası karışmış kralın, ve yine bir şey söyleyemeden, bilge eklemiş “Kralım, buraya gelişinizin sebebi katılacağınız savaşlardan nasıl galip geleceğinizi öğrenmek değil, prensesin hayatını nasıl kurtarabileceğinizdir.Yanılıyor muyum?” Kral donakalmış.Nasıl olur da daha bir kelime bile etmediği, gözleri görmeyen bir adam bunları bilebiliyormuş.Kral, biraz durduktan sonra, “Evet, ama nasıl?” demiş.  İşte o zaman bilge de başlamış anlatmaya “Bu arılar, bütün dünyayı gezerler, her şeyden haberdar ederler beni. Savaşları, barışları, her şeyi anlatırlar bana.Yalnız tek bir şartları vardır, buranın çiçeklerinden bal yapmak isterler.Çünkü sadece buradadır en güzel kokan ve herbiri birbirinden farklı çiçekler. Ben, asırlardır onların bana bahşettiği ballarını yiyerek bu kadar yaşadım.Bir nevi ab- ı hayattır bu bal. Artık yaşam sırası, küçük prenseste” demiş ve eline çaldığı bir parmak balı prensese yedirmiş.  Kral kızının iyileştiğini gözleriyle görmüş ve tam bilgeye teşekkür için dönecekken, bilgenin birden bire ortadan kaybolduğunu görmüş. Ve o bölgeyi, çiçeklerini ve arılarını kutsal kılmış.  Bu hikaye, balımızın nasıl bu kadar lezzetli, bereketli ve en zengin floraya sahip olduğunun hikayesidir.Biz, insanların değil, arılarımızın kontrolünde gerçekleştirdiğimiz üretimimizle, sizlerle sofralarınızda buluşmaktan gurur duyuyoruz.