Ürün Açıklaması
Yağlarımız, yüksek rakımlarda, Toroslar'ın içindeki çiftliğimizden, tamamen, denetimli ve sertifikalı organik olarak hasat edilen özel üretim zeytinlerimizden elde edilir. 18 derecede soğuk sıkım uygulaması ile işlenerek elde edilen, çok özel bir yağdır. Yüksek rakımda olduğumuz için zeytinimiz normalde Kasım sonu, Aralık başı olgunlaşmakta, bu da bize daha düşük ısılarda sıkım yapma imkanı vermektedir. Bilindiği gibi sıkım ısısı arttıkça yağ içindeki polifenoller zarar görüp miktarları düşmektedir.
Yağımız, bugüne dek kullandıklarınızdan tamamen ayrı, farklı kokusu ve lezzetiyle hem bölgesinin hem Türkiye’nin tek örneği, Toroslar’ın zeytinyağıdır.
Bundan yirmibeş yıl önce, Halil Efendi Çiftliği’mizde, zeytin ağaçlarımız daha ekilirken, ülkemizin yerel lezzetlerinden oluşan özel bir fidan çeşitlemesi yapılmıştır. Hiçbir yerde karşılaşamayacağınız lezzet buradan gelmektedir.
Yağımızın üretildiği topraklarda yaklaşık elli yıldır hiç tarım yapılmamıştı. Bu çok değerli topraklarda ve iklimde, sertifikalı organik üretim yapmakta ve çok yüksek değerlerde antioksidan bileşenler ve polifenoller içeren ürün elde etmekteyiz. Sağlık kazanımını da buradan gelmektedir.
Zeytinyağı tadımcılığında 3 temel unsur vardır: Meyvemsilik, acılık ve yakıcılık. Erken hasat edilen, organik zeytinlerimizden ürettiğimiz soğuk sıkım zeytinyağımız yoğun meyvemsi tada, harika bir aromaya sahiptir ve acılığı - yakıcılığı yüksektir. Yüksek polifenollü zeytinyağlarımızın üretiminde en büyük etkenlerinden birisi de, çiftliğimiz zeytinlerinin elle toplanıyor oluşu ve bulunduğumuz az bulunan yüksek rakımdır.
YAŞAM ÖYKÜMÜZE ŞEKİL VEREN AİLE BÜYÜKLERİMİZİ ANMA SERİSİ
ESMA UĞUR
1928 – 2007
Annemiz, Esma (Göktepe) Uğur, Aydın, Söke’de doğar. Annesi Ganime ve babası çiftçi Nuri Göktepe’dir.
İlkokulu ve liseyi Söke’de okur. Babasının Atatürk’ün daveti ile milletvekili olması üzerine aile Ankara’ya taşınır. Kendisinin üniversiteye gidip kimya okumayı istemesine karşın ailesinin etkisi ile Kız Enstitüsüne gider ve orayı bitirir.
Babası Nuri Bey’in 1950 seçimlerine katılmayıp çiftçiliğe geri dönmeye karar vermesi üzerine aile, Söke’ye döner.
Gene Söke’den, mühendis Cevdet Uğur ile evlenir. Ailesi aracılığı ile evlendiği eşi ile ilk defa nişanında tanışır. Eşinin Devlet Su İşleri kuruluşunda görev alması üzerine Ankara’ya yerleşirler. İki çocukları olur.
Yaşamı boyunca ülke sorunlarını çok yakından izlemiş, okumuş, tartışmış ve çocuklarının eğitimine de çok yakından katkı vermiştir.
Manevi değerlerimize önem veren, dinamik ve yapıcı kişiliği ile çok mutlu bir aile ortamı yaratmıştır. Eşinin vefatından sonra 16 yıl yaşamış olmasına rağmen, her gün eşi Cevdet Beyi bir vesile ile hasretle anmış, bunu da yakınları ile paylaşmıştır.
Akıl ve sevgi insanı olarak hatırladığımız kendisini hasretle anıyoruz.