Güniz Sokak No:22/3 06700 Kavaklıdere, Ankara, TÜRKİYE
Sipariş Hattı +90 (312) 467-1780

Kapsamlı epidemiyolojik saha çalışmalarının sonuçları etkinlik değerlendirmelerinde son derece önemlidir.
Ancak geriye dönük sorgulama (retrospektif) ya da ileriye dönük izleme (prospektif) şekilde uygulanan bu çalışmaların sonuçları, akılcı kurgulanamadığında, bazen oldukça tartışmalı olabilmektedir. Bu olumsuz duruma örnek olarak, birkaç sene önce “vitaminler tamamen etkisiz” şeklinde gündemi işgal eden saçma sonuçları gösterebiliriz. Ancak bazı durumlarda ise son derece kıymetli bulgular sağlanabilmektedir. Mesela, Uzakdoğulu toplumlarda yapılan bu tip çalışmalar sonucu7 “yeşil çay” tüketiminin çeşitli tip kanserler başta olmak üzere, birçok dejeneratif ve kronik hastalığın önlenmesinde yararlı olabildiği tespit edilmiştir. Bu ön bulgular daha sonra deneysel olarak da doğrulanınca, yeşil çay tüketiminin önemi ortaya konulmuştur. Bir başka etkileyici örnek ise soya izoflavonlarıdır. Uzakdoğunun kadınlarda menopoz dönemi şikayetlerinin daha hafif seyretmesi gözleminden hareketle bu ülkelerde çok kullanılan soya ürünlerinin etkisi dikkati çekmiştir. Günümüzde soya izoflavonlarından, menopoz dönemi şikayetlerinin hafifletilmesinde yararlanılmaktadır.
Akdeniz tipi beslenmenin sırrı; zeytin
Epidemiyolojik çalışmalar, Akdeniz ülkelerinde yaşayan toplumlarda koroner kalp hastalarının ve bazı kanser tiplerinin daha düşük oranda görüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu bulgudan hareketle uzmanlar günümüzde uzun ve sağlıklı yaşamak için “Akdeniz diyeti” beslenmenin önemli olabileceğinin bildirmektedir. Akdeniz diyeti içerisinde yer alan meyve, sebze, tahıl gibi besinlerin yanı sıra antioksidan etkili fenolik bileşikler ve vitaminlerin önemi çeşitli bilimsel çalışmalar ile de doğrulanmıştır. Akdeniz ülkelerinde güneş ve ılıman hava koşullarına bağlı olarak yaygın yetişen “zeytin”, Akdeniz mutfağının da vazgeçilmez bir öğesidir. Dünyadaki zeytin ağaçlarının yüzde 98 gibi tamamına yakın bir kısmının Akdeniz ülkelerinde yetiştiği bildirilmektedir.
Özellikle son 10-15 yılda yapılan bilimsel çalışmalar, zeytinyağının sağlığımız bakımından ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Ancak zeytin yaprağı için aynısını söylemek pek mümkün değil. İnsan sağlığı bakımından önemli birçok biyolojik etkilere sahip olmasına karşılık, daha geri planda kalmıştır. İçerisinde oleuropein (sekoiridoid) ve bozunma ürünü hidroksitirozolün kuvvetli antioksidan özelliğe sahip olduğu bildirilmektedir. Yürütülen deneysel çalışmalar, bilhassa kalp-damar hastalıkları üzerinde etkinliğini ortaya koyuyor. Tansiyon düşürücü, kolesterol düşürücü, kan sulandırıcı etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu konuda yeni yayınlanan bir klinik çalışmanın sonuçalrından bahsetmek istiyorum.
Bilimsel ölçütte (çift körlü, randomize, paralel) bir klinik çalışmada özel şekilde hazırlanan bir zeytin yaprağı özütünün, birinci kademe yüksek tansiyon hastalarında etkinliği, bir ilaç olan kaptopril ile karşılaştırılmış. 2 ay süresince 292 yüksek tansiyon hastası gönüllüden 116’sına zeytin özütü ve geri kalan 116’sına ise kaptopril uygulanmıştır. Süre sonunda hem sistolik, hem de diastolik kan basıncının, ilaç verilen grup kadar etkili bir şekilde düşürülebildiği gözlenmiş. Aynı şekilde LDL kolesterolde yüzde 20 civarında bir azalma sağlanmış.

Prof. Dr. Erdem Yeşilada – İyileştiren Bİtkiler