Güniz Sokak No:22/3 06700 Kavaklıdere, Ankara, TÜRKİYE
Sipariş Hattı +90 (312) 467-1780

Zeytin ağacı (Olea europea) narin bir ağaçtır. Ağır ve zahmetli büyümesine karşın oldukça uzun ömürlüdür. Bir zeytin ağacının ortalama ömrü 300-400 yıldır, ancak 3 bin yaşında zeytin ağaçlarına da rastlanmıştır. Bu nedenle zeytin ağacının adı mitoloji ve botanikte “ölümsüz ağaç”tır.Bu ölümsüz ağaç yüzyıllardır insanlara verdiği mucizevi meyvesi zeytin ile özellikle akdeniz ülkelerinde baştacı edilmiş, Tanrı’nın armağanı, barışın ve onurun simgesi olarak kutsal kabul edilmiştir.

Atina anayasasında bulunan, Aristo tarafından söylenmiş bir söz, zeytine verilen önemin tarih boyunca hiç azalmadığının kanıtıdır. “Devlet malı veya özel mülkiyet farkı olmaksızın, zeytin ağacını kesen veya deviren herkes mahkemede yargılanacaktır. Eğer suçlu bulunurlarsa idam edilmek suretiyle cezalandırılacaklardır.”

Zeytin’in kutsal bir meyve olarak kabul görmesinin nedeni tabii ki bin yıllar önce keşfedilmiş mucizevi özellikleridir.

Zeytinin, zeytinyağının gençlik sağlayıcı, tedavi edici özelliği Hipokrat tarafından bilinirdi. Günümüzün ilaç endüstrisinin etkilerinin olmadığı zamanlarda bir kaşık zeytinyağı birçok derde çare olurdu.

Bir akdeniz ülkesinde yaşamamızın bir nimeti olarak, yüzyıllardır bir çok milleti tedavi etmiş doğal ilaç, zeytinyağı neyse ki elimizin altında bol miktarda mevcut. Bu mucize, hep gözümüzün önünde olsa da günümüzün doğallıktan uzak yaşamı ve yüzümüze vurduğu acı gerçeklerle sanki son zamanlarda daha çok ihtiyaç duyduğumuz, kıymetli bir cevhere dönüştü.

Sentetik ve kimyasal tarım ilaçları, kimyasal gübre ve hormonlar kullanlarak üretilen besinlerin evimize girmesinden duyduğumuz rahatsızlık ve sağlıksız beslenmeye karşı bilinçlenme gereksinimi, bizi doğal ve organik besin arayışına itti. Hatta birçok kişinin kendi domatesini, biberini …vs yetiştirmeye başlamasına sebep oldu.

Kimyasalların hayatımıza girmesiyle türeyen bir çok hastalık türü için yine kimyasallarla binbir türlü ilaç üretiliyor. Hastalıktan kurtulmak için başka hastalıklar edinmek gerekiyor. Tabii zeytinyağının mucizevi faydalarını bilmiyorsak…

Zeytinyağı, sağlık ve güzellik için çok verimli bir kaynaktır. Yüzyıllardır bir çok derde deva olmuş bu bitkinin faydaları saymakla bitmez ama en azından sayabildiğimiz kadarını paylaşarak, doğanın nimetlerinden olabildiğince faydalanmalı bu sihirli iksirin bir damlasını dahi ziyan etmemeliyiz.

Zeytinyağı, doymamış bir yağ olduğundan kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkilidir.

LDL denen kötü kolesterolü düşürür ve kandaki HLD denen iyi huylu kolesterol düzeyini arttırır.

Bugün dünyanın en önemli kanser ilacı sayılan köpek balığı kıkırdağı içindeki sgualene adlı madde sızma zeytinyağında bol miktarda bulunur. Günde 100 cl . zeytinyağı tüketimiyle köpekbalığı kıkırdağından alınacak kadar sgualene alınır. Zeytinyağı kanser riskini % 50’ye yakın azaltmaktadır.

Zeytinyağı, ciltte tahrişin yol açtığı acıyı giderici ve yumuşatıcı özellikleri merhem olarak da kullanılabilir.

Hazmı en kolay yağ olan zeytinyağı sindirim kolaylığı sağlar.

İster soğuk olsun, ister sıcak olsun zeytinyağı mideyi çepeçevre koruyucu bir tabakayla sararak mide asitini azaltır. Yemek öncesi veya sonrası alınan bir kaşık zeytinyağı, mide zarını örtüp alkolün işlemesini önleyeceği gibi, karışık içkilerin yol açtığı sarhoşluğuda azaltır.

Zeytinyağı, safra kesesinin kontraksiyonlarını (kasılma) ve safra salgılanmasını uyararak safra taşı oluşum riskini azaltır, hazmı kolaylaştırır. Dalakta taş oluşumunu önler. Sarılığa ve karaciğer sancılarına iyi gelir. Oruç tutanlar, sahurda bir çorba kaşığı zeytinyağı içerse safra kesesi ve barsakları rahatlatacaktır.

Sabah kahvaltıdan önce alınan 1 veya 2 çorba kaşığı zeytinyağı -basit kronik kabızlığa – iyi gelir (daha iyi netice için suyla karıştırılabilir). Sıcak olarak içilirse basur şikayetlerini giderir;.

İçerdiği E, A, K vitaminleri ve oleik asit içeriği ile zeytinyağı, normal kemik gelişimine katkıda bulunur. Anne karnında ve doğumdan sonra bebeğin beyninin olduğu kadar, genel olarak sinir sisteminin gelişimini de desteklediğinden, gebe ve emziren annelere özellikle yararlıdır. Ayrıca E vitamini sayesinde yaşlanma etkilerini azaltma ve doku yenileme özelliği taşır.

Hücre gelişimini olumsuz yönde etkileyen oksidanlar, yaşlanma sürecini de hızlandırır. Antioksidan adı verilen bazı maddeler ise, oksidanların olumsuz etkisini ortadan kaldırır. Başta E vitamini olmak üzere çok sayıda antioksidan madde içeren “zeytinyağı” hücreleri yeniler, doku ve organların yaşlanmasını geciktirir.

Zeytinyağı, ekmek, pasta, kek, bisküvi vb gibi fırında pişen mamullere lezzet verir, bu tip gıdaların kurumasını önler.

Yaprakları ve dallarından çay yapılıp içilirse insan sağlığına diğer katkılarının yanında kan şekeri seviyesinin düşmesine yardım eder.

Saçlara sürüldüğünde besler parlaklık verir.

Zeytinyağının üretim aşamasında ısıyla temas etmemesi gerekir. Bu nedenle sağlıklısı Riveriya değil, Sızma olanıdır.